GO3 Rota |
Ertesi gün sabah erken'den yola çıktık. Yaklaşık 5000 KM'lik bir yol beni bekliyordu. Akşam vakitlerinde Edirne'de yemek molası verdik. Şehri biraz gezme fırsatı da buduk. Sonra sınıra doğru yola çıktık. Önce freeshop'a uğrandı. Daha sonra pasaport kontrolüne geçildi. Türk sınırından rahatça geçtik. Ama Bulgaristan sınırında bir iki problem yüzünden biraz beklemek zorunda kaldık. Sonra tüm gün yoldaydık...
2 Ağustos İstanbul - Bükreş 635 KM
Sabah 11:00 civarı Bükreş İbis Otel'e vardık. (Ibis Bucuresti Gara de Nord) Otele yerleşmesi biraz uzun sürdü. 16:00'da otelden çıkıp bir
Türk lokantasına gittik. Çorba, kebap ve diğer Türk yemekleri, Türkçe
konuştuğunu zannettiğimiz Romen garsonlar, ilginç tabela ve çay ikramı
sonrası hesap zamanı geldi çattı. Euro olarak anlaşılan hesapta
herzamanki gibi memnun kalmayanlar, yanlış anlaşılmalar vb gibi durumlar
meydana geldi.
Bu tip yerlerde öncelikle bozuk paranız olsun. Türkiye'den aldığınız Euro'ları alabildiğiniz kadar 5,10,20'lik banknotlar halinde alın. Bozuklukları otomatlardan ya da Türk Free shop'undan da temin edebilirsiniz. Çok karışık ve gürültülü sipariş verme aşamasında ise mutlaka fiyata dahil olanları sorun. Anlamadıysanız bir kez daha sorun. Daha sonra hesabınız tutmayabilir ve sıkıntılar çıkabilir.
Bükreş'te yemek sonrası Çavuşevsku'nun sarayına doğru yola çıktık. Ziyaret etmek isterseniz http://www.cdep.ro/pls/cic/site.visits?idv=2&idl=EN
Burada yapılan çekimler, röportajlardan sonra merkezde Nicolae Bălcescu bulvarına, AVM önüne geçtik.
Serbest zamanımızı AVM'de magnet vs aramakla geçirdik. Maalesef bulamadık. Bükreş'te bu tip dükkanlar az ve genelde erken kapanıyor. Ertesi gün Budapeşte yolunda bir dinlenme tesisindeki kısa molamızda 1 Euro'da değişik magnetler bulduk. Bu tip yerleri değerlendirebilirsiniz.
Romanya para birimi Yeni Ley. 1-5-10-50-100-200-500'lük banknotlar halinde. Şaşırmayın. Yeni Ley plastiğe yakın bir maddeden yapılmış ve belli bölümleri şeffaf. 1 RON 0.57TL.
Güncel değerler için http://www.xe.com
Daha önceden gittiğimiz çalışanları Türk olan Döviz bürosundan gönül rahatlığı ile işlemlerinizi yapabilirsiniz. Su ve diğer ihtiyaçlarınız için yanınızda yerel para olması avantajlı. Çoğu yer Euro kabul etmiyor.Elinizde kalanları da Budapeşte'de Macaristan parasına çevirmeniz mümkün...
Gelelim Bükreş'in geneline... Devrim'den önce sıkı bir rejim altında zor günler geçiren kent, yavaş yavaş kendini bulmaya çalışıyor. Şehirde saray ve geniş caddeler ön planda. Çavuşevsku'nun yaptırdığı saray, önünde yarım kalan kanal, ve çeşitli hikayeler hakkında bilgileri internetten araştırıp öğrenebilirsiniz.
Her şehirde yapacağımız uyarıyı bir kez daha burada yapalım. Yankesicilere dikkat. Turist olduğunuzu çok belli etmemek, paranızı parça parça taşımak, gezerken dikkatli olmak bu tip rahatsız durumlarla karşılaşmanızda bir nebze yardımcı olacaktır.
4 Ağustos Budapeşte
Bu tip yerlerde öncelikle bozuk paranız olsun. Türkiye'den aldığınız Euro'ları alabildiğiniz kadar 5,10,20'lik banknotlar halinde alın. Bozuklukları otomatlardan ya da Türk Free shop'undan da temin edebilirsiniz. Çok karışık ve gürültülü sipariş verme aşamasında ise mutlaka fiyata dahil olanları sorun. Anlamadıysanız bir kez daha sorun. Daha sonra hesabınız tutmayabilir ve sıkıntılar çıkabilir.
Palatul Parlamentului
|
Bükreş'te yemek sonrası Çavuşevsku'nun sarayına doğru yola çıktık. Ziyaret etmek isterseniz http://www.cdep.ro/pls/cic/site.visits?idv=2&idl=EN
Burada yapılan çekimler, röportajlardan sonra merkezde Nicolae Bălcescu bulvarına, AVM önüne geçtik.
Piata Unirii |
Serbest zamanımızı AVM'de magnet vs aramakla geçirdik. Maalesef bulamadık. Bükreş'te bu tip dükkanlar az ve genelde erken kapanıyor. Ertesi gün Budapeşte yolunda bir dinlenme tesisindeki kısa molamızda 1 Euro'da değişik magnetler bulduk. Bu tip yerleri değerlendirebilirsiniz.
Bulevardul Unirii
|
Romanya Yeni Ley'i |
Güncel değerler için http://www.xe.com
Daha önceden gittiğimiz çalışanları Türk olan Döviz bürosundan gönül rahatlığı ile işlemlerinizi yapabilirsiniz. Su ve diğer ihtiyaçlarınız için yanınızda yerel para olması avantajlı. Çoğu yer Euro kabul etmiyor.Elinizde kalanları da Budapeşte'de Macaristan parasına çevirmeniz mümkün...
Monumentul Revolutiei (Devrim Anıtı)
|
Bükreş Metrosu |
Her şehirde yapacağımız uyarıyı bir kez daha burada yapalım. Yankesicilere dikkat. Turist olduğunuzu çok belli etmemek, paranızı parça parça taşımak, gezerken dikkatli olmak bu tip rahatsız durumlarla karşılaşmanızda bir nebze yardımcı olacaktır.
3 Ağustos Bükreş - Budapeşte 822 KM
Tüm günümüz yolda geçti. Budapeşte'deki otele vardığımızda saat 02:00'ydi...
Tüm günümüz yolda geçti. Budapeşte'deki otele vardığımızda saat 02:00'ydi...
4 Ağustos Budapeşte
Sabah kahvaltısından sonra şehre doğru yola çıktık. Budapeşte oldukça güzel bir şehir. Görülmesi gereken birçok yer var. Öncelikle biraz Macaristan'dan bahsedelim. Romanya'dan sonra gerçekten Avrupa'da olduğunuzu hissediyorsunuz. Başkenti Budapeşte. Para birimi ise Forint. 1 TL 116 Forint civarında...
Macar Forint'i |
Güncel değerler için http://www.xe.com
Budapeşte Tuna nehriyle ikiye bölünmüş bir şehir. Doğu tarafı Buda, Batı tarafı ise Peşte kısmı. Şehirde önce Buda tepesine ve Kale'ye çıkıyoruz. Araç yolu dışında tepeye yürüyerek de çıkmak mümkün. Ama dikkatli olun. Yol parkın içinden geçiyor ve oldukça dik. Fotoğraf meraklıları, güzel kareler yakalayabilirler...
Buda’ya ayak bastığınızda bölgenin şehrin tarihi güzelliğini yansıttığını hemen fark edeceksiniz. Buradaki Kale Tepesi, Eski Şehir ve Gellért Tepesi; tarih meraklısıysanız, sizi Macar tarihinde kapsamlı bir yolculuğa çıkaracak.
Kale Tepesi ve Eski Şehir civarı
Batıda, Tuna Nehri’ne hâkim tepede; şehrin alametifarikalarından birkaçı olan Kraliyet Sarayı,Mátyás Kilisesi, Macar Ulusal Galerisi ve Balıkçılar Burcu bulunmaktadır. Ayrıca Eski Şehir’in sokak aralarında birçok müze ve tarihi yapı görülebilir.
Kraliyet Sarayı / Budai vár
Daha yaygın ismiyle Kale, yüzyıllardır
şehri Kale Tepesi’nden izlemekte ve adeta şehrin koruyuculuğunu
yapmaktadır. Yapımına 13. yüzyılda başlanan yapı, günümüze kadar birçok
kez değişikliğe uğramış, yenilenmiş ve içinde birçok farklı bina
bulunduran bir komplekse dönüşmüştür.
Bunlar;
Budapeşte Tarihi Müzesi (Budapesti Történeti Múzeum), Macar Ulusal Galerisi(Magyar Nemzeti Galéria) ve Ulusal Széchényi Kütüphanesi(Országos Széchényi Könyvtár)'dır.
Mátyás Kilisesi / Mátyás-templom
Kraliyet Sarayı’nın kuzeyine doğru
birkaç adımlık bir yürüyüş sonunda, Budapeşte şehrinin sembollerinden
olan Mátyás Kilisesi’ne ulaşılır. Temelleri 13. yüzyılda atılan bu
şaheser; ismini, 15. yüzyılda bu kilisede iki kez evlenen ve kilisenin
genişletilmesine katkıda bulunan Kral Mátyás Corvinus’tan almıştır.
Kilise, 7 yüzyıllık tarihinin en zorlu dönemlerini ise 16. yüzyıl
civarındaki Osmanlı işgali esnasında yaşamıştır: 1541 yılında Buda
şehrinin ele geçirilmesiyle birlikte, kilise camiye dönüştürülmüş ve
heykelleri, sunakları ve duvarları büyük zarar görmüştür. 145 yıl
süregelen bu değişimin ardından 1686’da kilise tekrar Macarların eline
geçmiştir. O günlerden bu zamana kilisenin kimi yapıları barok, kimi
yapıları ise neo-gotik tarzda yenilenmiştir.
Balıkçılar Burcu / Halászbástya
Ünlü Macar mimar Frigyes Schulek’in
şehre armağan ettiği bir diğer eser de Balıkçılar Burcu’dur. Turistlerin
gözdesi, şehrin en güzel manzaralarından birini sunan burç, Mátyás
Kilisesi’nin önünden Tuna Nehri ve Peşte’ye doğru bakmaktadır. Şehrin
savunmasında önemli rol oynayan balıkçılar loncasını onurlandırmak için
20. yüzyılda inşa edilen yapı; kule ve kemerlerden oluşmakta ve
bulunduğu tepeden şehri selamlamaktadır. Kısa bir yürüyüş yapmak ve Buda
ve Peşte’den güzel kareler yakalamak istiyorsanız, Balıkçılar Burcu
gezisini tercih etmelisiniz. Macaristan kralı I. Stephen’ı at üzerinde
resmeden bronz heykel de burada yer almaktadır.
Gellért Tepesi
Gellért Tepesi, Tuna
Nehri’nden 140 m yüksekliktedir ve Buda yakasının önemli turistik
destinasyonlarından biri olarak dikkat çeker. Söylentiye göre tepe
ismini, Hristiyan yapmaya çalıştığı halk tarafından bir fıçıya konulup
tepeden aşağıya fırlatılan piskopos Gellért’ten almaktadır. Nehrin
kıyısındaki bu gizemli tepede, oldukça ilgi çekici duraklar
bulunmaktadır. Gellért Hamamları, Mağara Kilisesi, Gellért Anıtı, Kale
ve Özgürlük Anıtı görülmesi gereken en önemli noktalardan bazılarıdır.
Gellért Oteli, Hamamlar ve Kaplıcalar
Budapeşte’nin gördüğü turistik ilginin
ana sebeplerinden birisi, şehirde bulunan hamam ve kaplıcalardır.
Geçmişteki Osmanlı egemenliğinin en büyük kanıtlarından olan hamamları
ile bu geleneği günümüzde de devam ettiren Budapeşte; bu sayede ününe ün
katmıştır. Bu hamam ve kaplıcaların en meşhurları ise Gellért
Oteli’nde yer alanlardır. Tepeden aşağı inince hemen karşınıza çıkacak olan Gellért Oteli, bir kaplıca merkezidir. Otelin kompleksinde yer alan termal sularla
oluşturulan açık – kapalı havuzlar; dinlenmek ve şifa aramak isteyen
birçok kişinin favori mekânı hâline gelmiştir. Mermer sütunlar ve renkli
mozaiklerle bezenen ana havuz, otelin en yoğun kaplıcasıdır.
Margit Adası / Margit-sziget
Buda ve Peşte yakalarının ortasında,
Tuna Nehri’nin üzerinde; şehir gürültüsünden ve kalabalığından kaçmak
isteyenlere fırsat sunan Margit Adası bulunmaktadır.
2.5 km uzunluğundaki bu ada yeşil atmosferi, piknik alanları, araç trafiğine kapalı
yürüyüş ve bisiklet yolları ile Budapeşte sakinlerinin gözde sayfiye
merkezidir.
Ada, tarihi ibadet merkezleri ve
kaplıcalarıyla da epey ünlüdür. Sakin ve dinlendirici bir Margit Adası
gezinize şu durakları ekleyebilirsiniz: 13. yüzyıl tarihli Dominikien Kilisesi’nin kalıntıları, 14. yüzyıl tarihli Fransisken Kilisesi’nin kalıntıları, kökleri 11. yüzyıla kadar uzanan Aziz Mikâil Kilisesi, 1973 tarihli 100. Yıl Anıtı, yemyeşil Japon Bahçesi, termal kaynakların üzerinde kurulu Palatinus Su Parkı ve belirli aralıklarla müzik çalan 1936 yapımı Bodor Kuyusu...
Tepeden inip bu kez Peşte yakasına geçip, Macar Parlamentosu(Országház)'na geçiyoruz. Burada da çekimlerimiz devam ediyor...Ülkenin bağımsızlığını ve gücünü
vurgulaması için yapımına karar verilen Imre Steindl’ın projesi, 1885 –
1904 yılları arasında hayata geçirilmiştir ve günümüzde şehrin en güçlü
ve karakterli sembollerinden biri hâline gelmiştir. Yapımında 40 milyon kiremit, yarım milyon değerli taş ve 40 kilo altın
kullanılmış.
Bina, nehir boyunca 268 m uzunluğundadır ve dış cephesindeki beyaz neo-gotik kuleler ve kemerleriyle ışıl ışıl parlamaktadır. Dış tasarımda, ayrıca, Macar hükümdarları ile komutanlarının heykelleri kullanılmıştır. İç tasarım ise büyüleyici bir güzelliğe sahiptir. 20 km uzunluğa ulaşan koridorlar, 96 m yüksekliğindeki merkezi kubbe, 691 oda, 152 heykel, 27 kapı, 29 merdiven seti, 13 asansör, 200’den fazla çalışma odası ve yarım milyon eser içeren kütüphane; Macar Parlamentosu’nun büyüklüğünü sayılarla anlatmak için kullanılabilecek sadece birkaç unsurdur.
Parlamento, mimari bir kusursuzluğun
yanı sıra aynı zamanda bir güzel sanatlar cennetidir. Tavanda
Károly Lotz’un Macaristan’ın Zaferi freski yer almaktadır. Binanın diğer önemli bölümleri; Kubbeli Salon, Ulusal Oturum Odası, Delegasyon Odası, Başbakanlık Ofisi, Kongre Salonu ve Munkácsy Odası’ndaki Mihály Munkácsy’nin ünlü eseri Zafer’dir.
Hemen Erzsébet Köprüsü'ne doğru yola çıkıyoruz. Burada öğle yemeği ve çekimler için mola veriyoruz. 1903’te inşa edilen fakat II. Dünya Savaşı’yla birlikte 1945’te yıkılan 380 m’lik köprüyü; 21 Kasım 1964’te Pál Sávoly yeniden tasarlamış.
Çekimler devam ederken aynı zamanda etrafı da gezme şansımız oluyor. Yanımızdaki yeşil köprü Özgürlük Köprüsü... 1896 tarihinde inşa edilen köprü, 334 m uzunluğunda ve 1945’te yıkılıp 1946’da yeniden yapılarak kullanıma açılmış.
Budapeşte'nin birçok köprüsü hakkında bilgi almak isterseniz www.bridgesofbudapest.com adresini ziyaret edebilirsiniz...
Parlamento’nun bir iki sokak güneyinde
şehrin en büyük kilisesi Aziz István Bazilikası'nı görebilirsiniz.
Parlamento Binası gibi, bu yapı da 96 m’lik yüksekliğe sahiptir ve
şehrin hemen her noktasından görülmesi oldukça kolaydır. İlk Macar
hükümdar olan István’ın (MÖ 975 – 1038) onuruna yapılmış ve 54 yıllık
yapım süresinin ardından 1905 yılında tamamlanmıştır.
Bazilikanın
planı Yunan Haçı olarak tasarlanmıştır. 1 kubbe ve 2 adet çan kulesinden
oluşmaktadır. Kuzey kule, 9 tonluk çanıyla Macaristan’ın en büyük
çanına sahiptir. Bazilikanın mozaikleri, duvarlarındaki resimler, kral
hazineleri, aziz heykelleri ve neo-rönenans tarzındaki kubbesi görmeniz
gereken özelliklerinden sadece birkaçıdır. Birçok kişi için burasının
oldukça kutsal sayılmasının bir sebebi daha bulunmaktadır: Aziz
István’ın mumyalanmış sağ eli; Kutsal Sağ El Şapeli’ndedir.
Bazilikanın kubbesindeki manzara
platformuna ücret ödeyerek çıkabilirsiniz. Merdiven veya asansörle
çıkılan kubbe, güzel bir Budapeşte manzarası sunmaktadır.
Oradan nehir kıyısında bulunan 2.Dünya Savaşı Yahudi anıtı'na geçiyoruz. Burada da fotoğraf molası verip, sonra şehrin önemli caddelerinden Váci Caddesi (Váci Utca) ne geçeceğiz...
Modern şehir merkezinin kalbi ise kaliteli restoranlar, kafeler ve mağazaların sıralandığı Váci Caddesi.Gerek yerli halk, gerekse turistler; yarısı
trafiğe kapalı olan bu caddedeki mekânlarda hoşça vakit
geçirmektedirler. Ünlü modacıların mağazalarının da yer aldığı cadde,
alışveriş meraklıları için bir merkez durumdadır.
18. yüzyıl civarında şekillenmeye
başlayan cadde; 19 ve 20. yüzyılla birlikte mimari açıdan
zenginleşmiştir. Burada birbiri ardına inşa edilen farklı stillerdeki
binalarla birlikte, cadde, yavaş yavaş seçkin bir atmosfere kavuşmaya
başlamıştır. Binaların ardından lüks mağazalar da buraya eklenince, Váci
Utca, iyiden iyiye elit bir havaya
bürünmüştür. Günümüzde hem bu seçkin havayı solumak hem de kafe, bar ve
restoranların tadını almak isteyenler buraya akın eder. Cadde çevresinde
görebilecekleriniz arasında ise şunlar bulunmaktadır: Tarihi Vörösmarty Tér Metro İstasyonu, bugün içinde ağırlıklı olarak mağazaların ve ofislerin yer aldığı Klotild Sarayları, 13. yüzyıl tarihli Aziz Mikâil Semt Kilisesi, kentin 3 katlı ana pazarı Központi Vásárcsarnok ve Budapeşte’nin en ünlü kafesi olduğu iddia edilen Gerbeaud Cukrászda;
Váci Utca’nın görülmeye değer duraklarından bazılarıdır. Cadde,
Erzsébet híd (Erzsébet Köprüsü) ve Szabadsag híd (Özgürlük Köprüsü) ile
Buda’ya bağlanmaktadır.
5 Ağustos Budapeşte
Budapeşte'de 2. günümüz... 12:00'de otelimizden çıkıp kalan çekimler ve etkinlikler için şehir merkezine doğru yola çıkıyoruz. Önce Kahramanlar meydanına (Hösök tere) geçiyoruz.
Meydanın ortasındaki büyük sütun ve çevresi. Sütunun altında Macaristan tarihinin önemli kahramanlarının heykelleri bulunmakta. Meydanın
doğu tarafında birisi resimde gördüğünüz, diğeri de onun solunda,
birbirine bakan iki içbükey sütunlu kaide üzerinde heykeller topluluğu
bulunmakta. Resmin sol yanındaki arka açıklık "Varos Liget" denilen
büyük şehir parkıdır. Park gezilmeye değer genişlikte ve güzellikte.
İçinde hayvanat bahçesi de bulunmakta.
Alanın güney tarafında kalan "Güzel Sanatlar Müzesi".
İki heykel grubunun arasında parka açılan yol. Sol yan, ortadaki sütunun alt kaidesi ve heykelleri.
Macarlar, tarihlerindeki önemli liderlerin heykellerini meydan dikerek
onurlandırmışlar. Her ismin, heykelinin altında da, yaşamından bir
kesiti anlatan rölyefler bulunmakta.
Macaristan'ın tarihi, Osmanlı tarihi ile iç içe. Tüm müzelerindeki en önemli unsur, Türklerle olan savaşları. Heykelleri dikilen kahramanlarının da büyük kısmı, bir şekilde Osmanlı tarihinde yer alıyor.
Macaristan'ın tarihi, Osmanlı tarihi ile iç içe. Tüm müzelerindeki en önemli unsur, Türklerle olan savaşları. Heykelleri dikilen kahramanlarının da büyük kısmı, bir şekilde Osmanlı tarihinde yer alıyor.
Kral Hunyadi Janos. 1444'de Varna'da Haçlı ordusu ile 2. Murad'ın karşısında canını zor kurtararak kaçar. Kral 1. Lazlo'nun bu savaşta ölmesi üzerine 1446'da V.Lazlo'nun çocuk yaşta olması sebebiyle kral naibi olarak 1456'ya kadar Macaristan'a hükmeder. 1454'da Osmanlı ordusunun, Belgrad'ı kuşatmasında yaptığı savunma ile şehrin alınmasını engellediği için ulusal kahraman sayılır.
Tököli İmre'nin yaşamı da Osmanlı ile iç içedir. Erdel Prensi'dir. Habsburg'lara düşman olduğu için veziriazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın himayesine girmek ister. 1681'de Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın izni ile kendisine Ortamacaristan krallığı verilir. Osmanlı ordusunun yanında avrupanın kutsal ittifak devletlerine karşı savaştı. Almanları bozguna uğrattı. Zenta yenilgisinden sonra Osmanlı'ya sığındı. İzmit'te ikamet etti. Karlofça görüşmelerinde Avusturya israrla istediyse de Osmanlı, onu iade etmedi. 1705'de İzmit'te öldü.
Yola devam edip, Széchenyi termal kaplıcası'na gidiyoruz. Buranın girişindeki freskler ve heykellere özellikle dikkat edin...
Budapeşte'de akşama kadar çekimler ve serbest zaman ile geçiyor. Önce otele uğrayıp kalan işlerimizi hallediyoruz. Sonra gece 2'de Krakow'a doğru yola çıkıyoruz...
6 Ağustos Budapeşte - Krakow 392 KM
Bu kez Polonya'dayız. Ülkenin en eski şehirlerinden Krakow'a gidiyoruz. Polonya yüzölçümüne göre Avrupa'nın 9. büyük şehri. Başkenti Varşova, resmi dili Leh'çe... Para birimi ise Ziloti.
Groş'da kuruşa denk gelen para ölçüsü... 1 PLN 0,59TL'ye geliyor.
Önce otelimize uğruyoruz. Holiday Inn Express'te kalacağız. Merkez'e 6 km uzaklıkta olduğu için, yerleştikten sonra merkeze otobüs ile ulaşacağız.
İlk olarak Lehistan İmparatorluğu’na 7 asır boyunca başkentlik yapmış
Krakow kentindeki, kralların ikamet ettiği Wawel Sarayı’nı ziyaret
ediyoruz. Wawel Kalesi’nin kuruluşunun efsanevi canavarı Smocza Jama’nın
yaşadığı rivayet edilen yerden Polonya’nın en uzun nehri olan Wisla nehrinin yanında...
Wawel Sarayı ziyaretimizden sonra Kral Yolunu
takiben eski şehir meydanına geçiyoruz. Yolda ünlü astronom Mikolaj
Kopernik’in evini, Maria Magdalena Meydanını, 12 Havariler Kilisesi’ni
göreceğiz. Eski şehir meydanına vardığımızda, dünyanın en güzel
kiliselerinden biri kabul edilen, farklı kuleleri ve Hejnal melodisi ile
ünlenmiş Azize Meryem Kilisesi’ni göreceğiz. Kapalı Çarşı, şehre giriş
anıtsal kapısı Barbakan ziyaretleriyle tura devam ediyoruz.
Yemek için serbest zamanımız ardından akşam otele dönüyoruz. Yarın ise Auschwitz Toplama Kampı'na gideceğiz...
7 Ağustos Krakow
Sabah 9'da otelden çıkış yapıyoruz. Önce Oświęcim köyündeki Auschwitz II - Birkenau toplama kampına gidiyoruz. (yaklaşık 70 km.) Burada grup halinde rehber eşliğinde gezmemiz gerektiği söyleniyor. Rehberlik hizmeti Yahudi derneklerince veriliyor.
Auschwitz Kampı, yakın tarihimize ışık tutan, insanlığın yaşadığı en
büyük dramın tanığı, II. Dünya Savaşı’nın en büyük toplama ve yok etme
kampı. Nazi vahşetinin akıl almaz boyutlarını, bu dönemden geri
kalanları modern bir müze anlayışında görebileceğiniz kampta; gaz
odalarından fırınlara, kadın saçlarından yapılmış kumaş toplarından kamp
kayıtlarına kadar her şeyi görebileceksiniz.
Biz gitmedik ama başka bir turistlik aktivite de Wieliczka Tuz Madeni Müzesi turu...
Unesco’nun Dünya Kültür
Mirası listesinde yer alan dünyanın tek tuz madeni müzesi olan Wieliczka
Tuz Madeni Müzesi, Polonya’nın en önemli turistik bölgelerinden... Yerin 135 m. altına kadar ineceğimiz, her yerin tuz ve ahşaptan
oluştuğu, dünyanın tek tuz madeni müzesini gezebilirsiniz.
Bu madende
insanın doğaya vermiş olduğu savaşı, sanatın hangi ortamlarda nasıl
vücuda geldiğine şahit olacak ve yerin 100 m. altında bir yer altı
gölünün kıyısında Chopin dinleyebilirsiniz. Madende toplam 300 km. yürüyüş
alanı, 3000’den fazla görülebilecek galeri bulunmaktadır. Madenin en
derin yeri ise 326 metredir. Bu dev madenin turistik geziye izin verilen
alanı 64 ile 135 m. derinliği arasında, 24 galeri ve 2 km. lik yürüyüş
alanını gezebilirsiniz. Yerin 90 m. derinliğinde, maden işçileri tarafından
yapılan Azize Kinga Şapeli, tuzdan yapılmış muhteşem heykeller, yine tuz
üzerine işlenmiş kabartma resimler görülmesi gereken yerler arasında...
8 Ağustos Krakow - Bratislava
459 KM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder